İlim Yolculuğuna Hoş Geldiniz
İlahiyat Fakültesi
19/03/2018 10:51:01 - 19/03/2018 10:51:01 - 26196 Okunma

Fakültemizin aylık periyotlar halinde düzenlediği konferanslar serisinin ikincisi 15. 03. 2018 tarihinde Rektörlük Eski Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Sunuculuğunu fakültemiz öğrencilerinden Ömer Faruk Demirkol’un yüklendiğini  program, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Gökdemir’in Kuran tilaveti ve Dekanımız Prof. Dr. Abdüsselam ARI’nın selamlamaları ile başlamış, bir dönem İstanbul Üniv. İlahiyat Fak. Dekanlığı ve Uluslararası Balkan Üniversitesi Rektörlüğü gibi idari görevlerde de bulunan Prof. Dr. Şinasi GÜNDÜZ’ün “DİN ve ŞİDDET” konulu sunumu ve sonrasında plaket takdimiyle de nihayete ermiştir.

Konuğumuz Prof. Dr. Şinasi GÜNDÜZ, Dinin şiddet bağlamında kullanılması ya da dinsel inançların ve geleneklerin herhangi bir şiddet eylemini destekleyici bir unsur olarak ele alınmasının bir paradoks olarak görülmesi gerektiğini ifade etmekte, kurtuluş ve barışın dinlerin temel hedefleri arasında olduğunu dile getirmektedir. Din ve şiddet ilişkisine yönelik tartışmalarda şiddetin kompleks yapısının zaman zaman ihmal edildiğini, gerçekte şiddetin, sosyal, siyasal, tarihsel ve ekonomik birçok faktörle yakından irtibatlı olduğunu ve dinsel inanışların ve geleneklerin yalnızca bu faktörlerle ilişkili bir eylemi meşrulaştırmada kullanıldığına dikkat çekmektedir. Bununla birlikte hemen her dinsel geleneğin şiddete yönelik bazı açıklamalarının var olduğu, bazılarının şiddeti teolojik ve antropolojik bakış açısından izah ederken, bazılarının ise dinsel öğretileri arasında “haklı savaş ya da şiddet” gibi kavramlara da yer verdiğine temas etmektedir. Buna rağmen dinlerin tamamı genelde şiddeti ve cana kastetmeyi dinin barış ve uyum öğretisine aykırı gayri ahlaki ve haksız bir davranış olarak kabul ettiğini söylerken, dinsel grupların ve bireylerin şiddet içeren davranışlarının ardında da dini metinlerin bütüncül anlaşılmasının ihmal edilmesi, dışlayıcı ve katı dinsel anlayışın esas alınması ve otoriter ve cezalandıran bir Tanrı anlayışına dayalı teolojinin tercih edilmesi gibi faktörlerin yattığını ya da bunlarla çok yakın bir ilişkinin olduğuna dikkat edilmesini gerektiğini ifade etmektedir.

Gündüz, son zamanlarda özellikle İslam ve Müslümanlar üzerinden yaygınlaşan bu tartışmalarda iki hususun dikkati çektiğini, bunlardan ilkinin; şiddet ve terör yanlısı bazı kişi ve gruplardan hareketle bir din olarak bütünüyle İslam’ın ve İslami değerlerin şiddet üreten bir gelenek şeklinde gösterilmeye çalışılması ve böylelikle İslam’a yönelik bir manipülasyon olduğunu ifade etmiştir. Bu doğrultuda cihad, şehadet, ümmet ve benzeri İslami kavram ve değerlere yönelik küresel ölçekte medyatik dezenformasyon ile algı operasyonu yapılmakta olduğunu ve bu kavramların insanların zihninde adeta şeytanlaştırıldığını, bunun da kuşkusuz gittikçe artan islamofobik yaklaşımın ve neo-oryantalizmin üretmeye/tanımlamaya çalıştığı neo-oryantalist İslam ve Müslüman imajı çabalarının bir parçası olduğunu dile getirmiştir. İkinci hususun ise; her ne kadar parçacı metin okumaları ve katı dogmatik ve dışlayıcı bir din dilinin yeğlenmesi gibi nedenlerden beslense de din görünümlü her şiddet ve terör eyleminin esasen sosyal ve siyasal bir bağlam taşıdığının da unutulmaması gerektiğini ifade etmiştir.

 

Şinasi Gündüz Din ve Şİddet

Facebook Twitter Google Plus
Telefon Tablet Bilgisayar Bu website tüm cihazlarla uyumludur.