İlim Yolculuğuna Hoş Geldiniz
İlahiyat Fakültesi
02/01/2015 02:13:05 - 02/01/2015 02:13:05 - 18673 Okunma

Osmanlı’da Müslim-Gayrimüslim İlişkileri: XVIII. Yüzyılın İlk Yarısı Üsküdar Örneği
Nevzat Erkan

Fakültemizde on beş günde bir yapılan seminer uygulamasının ilki Yrd. Doç Dr. Nevzat Erkan tarafından gerçekleştirilmiştir. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslâm Tarihi bölümünde Ziya Kazıcı danışmanlığında hazırlanan “XVIII. Yüzyılın İkinci Yarısında Üsküdar’da Müslim-Gayrimüslim İlişkileri –Şer’iyye Sicilleri ve Müdevvel Kaynaklar Işığında” başlıklı doktora tezi seminer konusu olarak belirlenmiştir. Erkan’ın çalışması on sekizinci asrın ilk yarısına ait Üsküdar sicillerini tarayarak Müslim-gayrimüslim ilişkilerini hukuki, iktisadi ve sosyo-kültürel cihetlerden değerlendirmektedir. Tez, Osmanlı coğrafyasındaki gayrimüslimlerin sosyo-ekonomik vaziyetleri ile ilgili en verimli kaynaklardan biri olan Şer’iyye sicillerinin yanı sıra atik şikayet defterleri, mühimmeler, ahkam defterleri, fetva mecmuaları, kronikler ve seyahatnamelerden de yararlanmıştır.

Üsküdar Kadılığı İstanbul’un bilâd-i selâse denilen İstanbul sur dışında kalan üç büyük kadılığından biridir. Bugün binin üzerinde Şer‘iyye sicil defteri bulunan Üsküdar Kadılığı kayıtlara göre en eski mahkemelerdendir. Erkan’ın tespit ettiği iki kayıt ve Câbî tarihinin de teyidi ile Üsküdar Kadılığı için erken dönemden itibaren muayyen bir binadan bahsedilir. Üsküdar kadılığına bağlı altı nâiblik vardır. 1700-1750 arası yaklaşık yüze yakın defterde 30.000 hüküm taranmış; bunlardan 6.000’inde taraflardan en az birinin gayrimüslim olduğu gözlenmiştir.

Gayrimüslimlerin niçin orantısal olarak fazlasıyla kadıya başvurduğu sorusuna cevaben Erkan, icraî bakımından kadıya varılmasının tabii olduğunu ortaya koymaktadır. “Cemaat mahkemeleri” olarak literatürde çokça zikredilmekle birlikte Macit Kenanoğlu’nun çalışmasında da gösterildiği gibi gayrimüslimlerin ruhani reislerinin baktığı uyuşmazlıklar daha çok hakem yargılamasına benzemektedir. Kenanoğlu’nun konunun siciller perspektifinde yeniden değerlendirilmesi gerektiği görüşü bu çalışmada ele alınmıştır.

Üsküdar kazasında tahmini toplam gayrimüslim nüfus oranı %30 civarındadır, bunlar arasında oran olarak sırasıyla Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler gelmektedir. Müslümanlar en çok Ermeniler ile münasebet halindedir. İhtidalar nadiren vardır. Erkan’ın belirttiği üzere incelenen elli yıllık bir süreçte Müslim-gayrimüslim arası 409 davalık kayıt mevcuttur. Müslim-gayrimüslim ilişkilerinin hukuki boyutunun incelendiği birinci bölümde vekalet, kefalet, şahitlik gibi konular incelenmiş, İslâm hukukunun sınırları içerisinde çeşitli davaların görüldüğü tespit edilmiştir. Müslümanların reddedilen davaları gayrimüslimlerin yaklaşık iki katıdır. Hukuki istatistikler arasında sulh ikinci sıradadır ve muslihûn denilen arabuluculara sık rastlanılmaktadır.

Müslim-gayrimüslim iktisadi ilişkilerini incelediği ikinci bölümde gayrimenkuller, ticari metalar, iş akitleri ön plana çıkmaktadır. Üsküdar bağları ile meşhurdur, Müslim-gayrimüslimler arası bağ alım satım kayıtlarına rastlanılmaktadır. Gayrimenkul satışlarında şehir tarihçiliği açısından evlerin vasıfları ile ilgili detaylı bilgiye ulaşmak mümkündür. Esnaf tarihi açısından incelendiğinde Üsküdar’da Rumların bahçıvanlık, bakkal, çobanlık; Ermenilerin fırıncılık, inşaat ve nakliye işleri, dülger ve çerçicilik; Müslümanların kayıkçılık yaptıkları gözlenmektedir. Yahudiler ise, özellikle yoğun olarak yaşadıkları Kuzguncuk’ta, kayıkçılık yaparlar.

Sosyo-kültürel ilişkilerin incelendiği üçüncü bölümde Erkan, sosyal tarih ve şehir tarihçiliği ile ilgili önemli bilgiler sunmaktadır. Ayrıca bu tür çalışmaların diğer bölgeler ve başka dönemler için de yapılmasının gerekliliğini ortaya koyarak sosyal tarihçiliğin Osmanlı çalışmaları için öneminin altını çizmektedir.

 

Seminer Çalışmaları

Facebook Twitter Google Plus
Telefon Tablet Bilgisayar Bu website tüm cihazlarla uyumludur.